-
1 иметь привкус или запах
tadına bakmak -
2 авыз итү
tadına bakmak -
3 naschen
tadına bakmaktatlı yemektatmak -
4 taste
n. tat, çeşni, lezzet, tad, zevk, beğeni, tadımlık miktar————————v. tatmak, tadına bakmak, yaşamak, tadı olmak* * *1. tadına bak (v.) 2. lezzet (n.)* * *[teist] 1. verb1) (to be aware of, or recognize, the flavour of something: I can taste ginger in this cake.) tadını almak2) (to test or find out the flavour or quality of (food etc) by eating or drinking a little of it: Please taste this and tell me if it is too sweet.) tadına bakmak, tatmak3) (to have a particular flavour or other quality that is noticed through the act of tasting: This milk tastes sour; The sauce tastes of garlic.)... tadında olmak4) (to eat (food) especially with enjoyment: I haven't tasted such a beautiful curry for ages.) yemek5) (to experience: He tasted the delights of country life.) tatmak2. noun1) (one of the five senses, the sense by which we are aware of flavour: one's sense of taste; bitter to the taste.) tatma duyusu2) (the quality or flavour of anything that is known through this sense: This wine has an unusual taste.) tat, lezzet3) (an act of tasting or a small quantity of food etc for tasting: Do have a taste of this cake!) tadına bakma4) (a liking or preference: a taste for music; a queer taste in books; expensive tastes.) zevk, beğeni5) (the ability to judge what is suitable in behaviour, dress etc or what is fine and beautiful: She shows good taste in clothes; a man of taste; That joke was in good/bad taste.) zevk sahibi olma•- tasteful- tastefully
- tastefulness
- tasteless
- tastelessly
- tastelessness
- - tasting
- tasty
- tastiness -
5 пробовать
несов.; сов. - попро́бовать1) врз denemek, sınamakпро́бовать певца́ — şarkıcıyı denemek
я попро́бовал бы́ло возрази́ть, но... — itiraz edecek oldum ama...
попро́буйте-ка доказа́ть э́то! — bunu kanıtlamaya bir uğraşın bakalım!
они́ попро́бовали обрати́ться к дире́ктору — müdüre başvurmayı denediler
он про́бовал писа́ть стихи́, но безуспе́шно — şiir yazmayı denemiş ama başaramamıştı
2) ( на вкус) tatmak, tadına / çeşnisine bakmakпро́бовать ку́шанье — yemeğin tadına bakmak
-
6 испробовать
-
7 отведывать
-
8 sample
adj. örnek————————n. örnek, eşantiyon, numune, çeşit, model, mostra, tipik özellik, göstermelik, tipik davranış————————v. denemek, örnek olarak denemek, tatmak, örneklemek* * *1. dene (v.) 2. örnekle (v.) 3. örnek (n.)* * *1. noun(a part taken from something to show the quality of the whole: samples of the artist's work; ( also adjective) a sample tube of ointment.) örnek, nümune2. verb(to test a sample of: He sampled my cake.) tadına bakmak -
9 abschmecken
abschmecken v/t <-ge-, h> GASTR -e baharat koymak; (probieren) -in tadına bakmak -
10 kosten
kosten1 v/t <h> (probieren) -in tadına bakmak, -i denemekkosten2 v/t <h> -in fiyatı … olmak;es hat mich viel Mühe gekostet bu bana çok zahmete mal oldu;es kostete ihn das Leben bu onun hayatına mal oldu;koste es, was es wolle her ne pahasına olursa olsun;fam das kostet Nerven! bu insanda sinir bırakmıyor -
11 probieren
probieren v/t <o ge-, h> denemek; (kosten) a -in tadına bakmak;fam es bei jemandem probieren b-ne yanaşmak -
12 schmecken
schmecken <h>1. v/t -in tadına bakmak2. v/i: schmecken nach … … tadında olmak;gut (schlecht) schmecken -in tadı iyi (kötü) olmak;sich (D) etwas schmecken lassen bş-i afiyetle yemek;(wie) schmeckt dir …? -in tadı nasıl?;es schmeckt säuerlich ekşimsi bir tadı var;es schmeckt nach nichts tadı hiç yok -
13 versuchen
versuchen v/t <o -ge-, h> (probieren) denemek; (kosten) -in tadına bakmak;(sich bemühen) versuchen zu tun yapmaya çalışmak;es mit etwas versuchen (bir de) -i denemek -
14 γεύομαι
tatmak, tadına bakmak -
15 abschmecken
ab|schmeckenvt1) ( kosten) tadına bakmakmit Salz und Pfeffer \abschmecken tuz ve biberle terbiyelemek -
16 kosten
kosten ['kɔstən]vt1) ( probieren) tadına bakmak(-in), tatmak2) ( Preis haben) mal olmak;wie viel/was kostet das? bu kaç para?, bunun fiyatı nedir?;koste es, was es wolle kaça mal olursa olsun, ne kadar tutarsa tutsun, ne pahasına olursa olsun;das kostet ihn den Kopf ( fam) bu, onun başını yakacak;das hat ihn das Leben gekostet ( fam) bu, onun hayatına mal oldu3) ( erfordern) istemek;das kostet Zeit bu zaman ister, bu vakit alır;die Arbeit hat mich zwei ganze Tage gekostet bu iş benim tam iki günümü aldı, bu iş benim tam iki günüme patladı -
17 nippen
nippen ['nıpən]vi ( kosten) tatmak (an -den), tadına bakmak (an -in); ( einen kleinen Schluck trinken) bir yudumcuk almak (an -den) -
18 probieren
-
19 schmecken
schmecken ['ʃmɛkən]I vies schmeckt nach nichts hiç tadı yok2) (gut \schmecken) lezzetli olmak;schmeckt dir die Suppe? çorba lezzetli mi?, çorbanın tadı hoşuna gitti mi?;es hat gut geschmeckt çok lezzetliydi;lass es dir \schmecken! afiyet olsun!;diese Kritik schmeckt ihm gar nicht ( fam) bu eleştiri hiç hoşuna gitmedi -
20 probieren
denemektadına bakmak
- 1
- 2
См. также в других словарях:
tadına bakmak — ağzına alıp tadını denemek, test etmek Ana çorbaya tuz atıyor, baba mancanın tadına bakıyor. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çeşnisine bakmak — tadına bakmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bakmak — e, ar 1) Bakışı bir şey üzerine çevirmek Zamanla nasıl değişiyor insan / Hangi resmime baksam ben değilim. C. S. Tarancı 2) Aramak 3) Bir şeyin yüzü bir yöne doğru olmak Limana bakan penceresinden deniz görünürdü. O. V. Kanık 4) Bir şeyin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bandırmak — tadına bakmak … Beypazari ağzindan sözcükler
tat — 1. is., hlk. Dilsiz 2. is., dı 1) Bazı cisimlerin tat alma organı üstünde bıraktığı duyum Nem elbisenize işlemiştir, yaşlığında deniz suyunun tuzlu tadı ve yapışkanlığı duyuluyor. R. H. Karay 2) Tatlılık 3) mec. Hoşa giden durum, lezzet, zevk… … Çağatay Osmanlı Sözlük
almak — i, ır 1) Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) i, den Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak Çocuğu okuldan aldı. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tadım — is. 1) Tadına bakmak için bir şeyden ağza alınan miktar 2) biy. Tat alma yetisi … Çağatay Osmanlı Sözlük
ÇAŞNİ — Çeşni, lezzet, tad. Yemeğin tadına bakmak için ağza alınan miktar, tadımlık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük